CİNSİ DUYGU KARŞISINDA İNSAN
İnsanoğlunun yeryüzündeki hayatını devam ettirmek için maddi ve manevi bir takım ihtiyaçları vardır; yeme, içme, teneffüs, birleşme, iman, güven, sevgi, ümit bunlar arasındadır. Allah insana hayatı sevdirmiş, yaşamak için onu, gerekli kabiliyet, his ve meyillerle donatmıştır. İnsanların üreme ve çoğalması birleşmeye, birleşme karşı cinse ilgi duymaya bağlı bulunduğu için de onu, şehvet denilen duygu ve cinsi uzuvlar ile teçhiz etmiştir. Buna göre cinsî tatmin bir gaye değil, vâsıtadır; hedefi üremedir, üremenin hedefi de Allah kullarının sayısının çoğalmasıdır; çünkü insanlar ve cinler Allah'a kulluk etsinler diye yaratılmışlardır. (ez-Zâriyât: 51/56)
Cinsi duygu ve meyil karşısında insanlar üç gruba ayrılır:
a) Hiçbir sınır tanımadan şehvete teslim olan ve tatmin arayanlar; freudcular, haz ahlâkı sâlikleri gibi.
b) Şehvet duygusunu ve meylini öldürmek isteyenler; bazı hıristiyan mezhebleri ve maniheistler gibi.
c) Bu kabiliyet ve duyguyu yaratılış gayesine uygun bir şekilde kullananlar, hak dinlerin sâlikleri
gibi.
Hak dinlerin en kâmili olan İslâm, şehvet duygusunun iradî tatminini evlilik birliği içinde caiz görmüş, bunu teşvik etmiş; hem zinayı ve ona götüren yolları, hem de bu duyguyu öldürme teşebbüslerini haram kılmıştır.
İnsanoğlunun yeryüzündeki hayatını devam ettirmek için maddi ve manevi bir takım ihtiyaçları vardır; yeme, içme, teneffüs, birleşme, iman, güven, sevgi, ümit bunlar arasındadır. Allah insana hayatı sevdirmiş, yaşamak için onu, gerekli kabiliyet, his ve meyillerle donatmıştır. İnsanların üreme ve çoğalması birleşmeye, birleşme karşı cinse ilgi duymaya bağlı bulunduğu için de onu, şehvet denilen duygu ve cinsi uzuvlar ile teçhiz etmiştir. Buna göre cinsî tatmin bir gaye değil, vâsıtadır; hedefi üremedir, üremenin hedefi de Allah kullarının sayısının çoğalmasıdır; çünkü insanlar ve cinler Allah'a kulluk etsinler diye yaratılmışlardır. (ez-Zâriyât: 51/56)
Cinsi duygu ve meyil karşısında insanlar üç gruba ayrılır:
a) Hiçbir sınır tanımadan şehvete teslim olan ve tatmin arayanlar; freudcular, haz ahlâkı sâlikleri gibi.
b) Şehvet duygusunu ve meylini öldürmek isteyenler; bazı hıristiyan mezhebleri ve maniheistler gibi.
c) Bu kabiliyet ve duyguyu yaratılış gayesine uygun bir şekilde kullananlar, hak dinlerin sâlikleri
gibi.
Hak dinlerin en kâmili olan İslâm, şehvet duygusunun iradî tatminini evlilik birliği içinde caiz görmüş, bunu teşvik etmiş; hem zinayı ve ona götüren yolları, hem de bu duyguyu öldürme teşebbüslerini haram kılmıştır.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.
Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)
Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.
Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)
Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan
.