Forum Hafızoğlu

Tam Versiyon: NURUN ALINIŞI
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
NURUN ALINIŞI

Mürit temiz ve tenha bir yerde kıbleye dönerek oturur. Gözlerini yumar. Mürşidinin tarif ettiği sure ve duaları okuduktan sonra dilini damağına yapıştırır. Sonra aklından ve kalbinden masivayı (Mahlukatı düşünmeyi) bırakır. Bütün dikkatini nurun çıkış noktasına toplar. Ve oradan manevi kalbine Allah'dan gelen nurun geldiğini düşünür. Bir müddet sonra da dilini hiç oynatmadan "Allah" ismi şerifini zikreder.
Bu Allah'a yakın olmanın ilk adımıdır. Nur geldikçe ruh kuvvetlenir. Nefs de böyle bir ruha galip gelemez ve vücut idaresini ele geçiremez.
Ancak Allah'tan gelen nuru alabilmek için Allah'ı, Rasülullah'ı ve Rasülullah'ın varisi olan velileri sevmek şarttır. Bir kimsenin bu üçünden birisini sevmemesi nurdan mahrum olmasına sebeptir. Çünkü Allah (c.c) nurun sahibi diğerleri de nuru insanlara getiren oluklardır.
Hz Ömer (R.a) Rivayet ediyor;
--"Allah Rasülü (s.a.v) buyurdu: Allah'ın kullarından bir kısım vardır ki ne peygamberdirler ne de şehittirler. Lakin Allah katındaki mevkiinden dolayı onlara hem peygamberler hem de şehitler kıyamet günü gıpta edeceklerdir. Dediler ki:
--"Ey Allah'ın Rasülü! Kimdir onlar bize bildirir misiniz?" Buyurdular ki:
--"Akraba olmadıkları halde ve mali yönden hiçbir çıkarı olmadığı halde birbirlerini sırf Allah rızası için seven kimselerdir. Vallahi onların yüzleri nurdur. Şüphesiz onlar nur üzere olacakladır. Onlar; insanlar korktukları zaman korkmayacaklar, üzüldükleri zaman üzülmeyeceklerdir. Sonra şu ayeti okudu;
"Haberiniz olsun! Allah'ın velileri var ya; onlar için ne korku vardır nede mahzun olacaklardır." (S. Yunus 62)
Yine sevginin insanları nerelere götürebileceğine dair; Buhari,Müslim,Tirmizi,Ebu Davut, Hazreti Enes (r.a) dan rivayetle;
"Bir adam peygamberimizin yanın agelerek;
---"Kıyamet ne zaman kopacak" diye sordu. Efendimiz:
---"Soruyorsun ama ona ne hazırladın" diye sorunca adam;
---"Bir hazırlığım yok; sadece Allah ve Rasülünü seviyorum" deyince Efendimiz şöyle buyurdu;
---"El mer'ü mea men ehabbe" (Kişi sevdiği ile beraberdir.)
VELİ-EVLİYA
Velilik çok yüksek bir mertebedir. Bu sebeple kolay kolay veli olunmaz. "Evliya" "veli" kelimesinin çoğuludur. Veli: Lügatte "dost" manasınadır. Din ve tasavvuf istilahında ise "Allah'ın kendisine dost olarak seçtiği keramet sahibi şeriat ehli mü'min zâtlardır."
Veliler de derece derecedir. En küçük derecesine "velayeti suğra " makamı denir. Bunun alameti şudur:
Bu derece olan bir veli senelerce uğraşsa kalbine Allah düşüncesinden başka bir fikir sokmak istese, sokamaz.
Veliliğin diğer makamları ise: Velayeti Kübra, Velayeti Ulya, Velayeti Nübüvvet, Velayeti Risalet, Velayeti ülül azmiyyet'tir.