26-02-2007, 10:06
{EDITOR=<table id="table1" style="border-collapse: collapse;" border="0" cellpadding="0" width="98%"><tbody><tr><td class="bod" align="center" bgcolor="#ffffff" height="20"><font style="font-size: 15pt; font-weight: 700;" color="#000080" face="Arial"> <font color="#ff0000">Hepimiz Ermeniyiz Diyenler Nerdesiniz?</font> </font> </td> </tr> <tr> <td class="bod" align="center" bgcolor="#ffffff" height="10"><br></td> </tr> <tr> <td class="bod" align="right" bgcolor="#ffffff" height="10"><br></td> </tr> <tr> <td class="bod" align="right" height="10"><br></td> </tr> <tr align="left"> <td class="bod"> <font style="font-size: 9pt;" face="Arial"> <p align="center">1991yılında Azerbaycan Parlamentosu’nun halktan gelen baskılar karşısındaDağlık Karabağ’ın özerk bölge statüsünü ilga etmesine karşılık DağlıkKarabağ Parlamentosu bir referandum düzenleyerek cevap vermiştir.Çoğunluğu Ermenilerin oluşturduğu bölgede referandum sonucunda DağlıkKarabağ Parlamentosu bağımsızlığını ilan etmiştir. 1992’de Sovyetbirlikleri de bölgeden çekilmiştir.</p><p align="center"><object id="aba_MediaPlayer0" classid="CLSID:6BF52A52-394A-11d3-B153-00C04F79FAA6" align="middle" border="0" height="338" width="406"></object><br>Hocalı’dagerçekleştirilen katliama giden süreçte, Ermenileri Ruslarındesteklediği yönünde ciddi bulgular bulunmaktadır. Ermeni gönüllülerdenoluşan silahlı gruplar Karabağ’a yerleştirilmiştir. Ardından Gorbaçov,25 Temmuz 1990’da yayımladığı bir kanun ile SSR (Sovyet SosyalistCumhuriyeti) kanunları dahilinde olmayan silahlı grupların kurulmasınıyasaklamış ve kanunsuz olarak saklanan silahlara el konulmasınısağlamıştır. Bu kanunla birlikte Azerbaycan’ın bütün bölgelerinde avsilahları da dahil olmak üzere silahlar toplanmış, Dağlık Karabağ’daise bu görev Rus askerleri tarafından yerine getirilmiştir. 1990yılının Ağustos ve Eylül aylarında Ermeniler saldırılarını doğrudanAzerilere yöneltmeye başlamışlar, otobüs baskınları, yol kesme gibiterör eylemlerine kalkışmışlardır. 1990 yılı başlarında yaklaşık 186bin Azeri, Ermenistan’dan Azerbaycan’a gitmeye zorlanmıştır. Ekim1991’de ilk Azeri köyü Ermenilerce ele geçirilmiştir. Hocalı Katliamı,Rus askerlerinin desteğiyle 25–26 Şubat 1992’de Hocalı’ya ulaşan Ermenikuvvetlerince gerçekleştirilmiştir. Rusya olaylarla ilgisininolmadığını iddia etse de, Rus ordusuna ait 366. alayın 1991’insonbaharından beri Ermenilerin safında savaştığı, alaydan kaçan dörtaskerce doğrulanmıştır.<br><br></p><p>10 bin nüfuslu Hocalı’da olaylar sırasında yaklaşık 3.000 Azeribulunmaktaydı. Saldırıda ölenler hakkında verilen resmi rakam 613 kişiolmakla birlikte, katledilen toplam Azeri sayısının 1.300 kişi olduğusöylenmektedir. Saldırılar sırasında Hocalı’da yaşayan Ahıska Türkleride evlerinde yakılarak öldürülmüştür. Kadın, çocuk ve yaşlılar da dahilolmak üzere siviller katledilmiştir. Katliamın ilk gecesinde sekiz ailebütün fertleriyle öldürülmüş, 700’den fazla çocuk anne ya da babasınıkaybetmiştir. Yaralılar ise 1.000’in üzerindedir. Katliama tanık olanbir gazeteci, yaşananları şu şekilde aktarmaktadır: <br><br>“DağlıkKarabağ’ın Hocalı kentinin düşüşünü bir gün boyunca yaşadım.Görüntülerle belgeledim ve video çekimleriyle bir günde 1.300Azerbaycan Türk’ünün Ermeni çetecilerce öldürülüşünü bütün dünyayaduyurdum. Hocalı katliamı anlatılamaz bir vahşetti. Azerbaycan yönetimive Cumhurbaşkanı Ayaz Mütellibov, olayı dört gün boyunca kamuoyundangizlemeye çalıştılar. Bütün Azerbaycan şok olmuştu. Ermenibıçaklarından, kurşunlarından kurtulmayı başaranlar; kadınlar,çocuklar, ihtiyarlar karlı dağlarda tipi altında Agdam’a gelmeyibaşardıklarında çoğunun ayakları donmuştu. Bazılarının ayakları isekangrenden dolayı kesilmişti. Ermeniler vahşetin her türlüsünü sankiibret olsun, örnek olsun diye yapmışlardı. İhtiyar dedelerin, yaşlıanaların yüzleri jiletlerle doğranmış, genç kadınların göğüsleri peynirgibi kesilmiş, bebeklerin kafa derileri yüzülmüştü. Hocalı ile Agdamarasındaki 12 kilometrelik orman boyunca cesetler dizilmişti.”<br><br>Gelişmelereseyirci kalan BM ve Batılı devletler, Ermenilerin yaptıklarıkatliamlara ve işgal hareketlerine ciddi bir tepki göstermemişlerdir.Ermenilerin Mayıs 1992’de Nahçıvan’a saldırmalarından sonra Türkiye1921 Kars Anlaşması çerçevesinde bölgeyi korumak için askerî müdahaledebulunabileceğini açıklamıştır. Uluslararası toplum, ancak Ermenilerinnüfusu 60 binden fazla olan Kelbecer’e saldırmasıyla harekete geçti.BMGK, 822 sayılı kararı ile Ermeni kuvvetlerinin işgal altındakitopraklardan çekilmesini istedi, ancak bu sonuç vermedi. Kararınardından AGİT bünyesinde arabuluculuk çalışmaları başlatıldı. <br><br>1994yılında iki taraf arasında ateşkes ilan edilmiştir. Savaş sonrasıçözüme kavuşturulamayan bir diğer sorun da, ülke içerisinde yerindenedilen ya da sığınmacı durumuna düşen bir milyon civarı Azeri’dir.Bunların büyük bir çoğunluğu Azerbaycan sınırları dahilindeyaşamaktadırlar. Azerbaycan nüfusunun %10’undan fazlası ülke içindeyerinden edilmiş sığınmacılardan oluşmaktadır ki bu, kişi başınadünyada yerinden edilmiş en büyük nüfus hareketlerinden biri anlamınagelmektedir. Bu insanlar hâlâ Ermenilerce işgal edilen topraklardabulunan evlerine geri dönmeyi beklemektedirler. AzerbaycanCumhuriyeti’nde yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalan veya başkaülkelerden Azerbaycan’a gelen Azerbaycan vatandaşları, Azerbaycanhükümeti tarafından “göçkün” olarak adlandırılmaktadır. Sorunlarınahâlâ kalıcı çözümler bulunamayan göçkünler; mesken, iş, yiyecek,sağlık, eğitim ve can güvenliği gibi birçok sorunla karşıkarşıyadırlar. Bu kişiler Bakü ve çevresinde, zor koşullar altındaçadırlarda, barakalarda, okul ve yurtlarda, pansiyonlarda, dükkanlarda,yük vagonlarında, hatta yol kenarlarında yaşam mücadelesivermektedirler.</p></font></td></tr></tbody></table>EDITOR}