Forum Hafızoğlu

Tam Versiyon: İrkilin ve Kendinize Gelin!...
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Bireyselden evrensele uzanan “İşbirliği” kavramı, insanlık tarihiyle birlikte süregelen bir olgudur!... Bu olgu, bireyler, toplumlar ve bölgeler arası, ekonomi, siyasal, sosyal ve fikir konularında karşılıklı menfaatlere dayalı “Birlikten güç doğar”, “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” atasözleriyle pekişen, hayatın olmazsa olmazlarındandır insan ve insanlık için!...

Bunun bir de uluslar arası boyutu var ki, son zamanlarda ülke gündemine sıkça giren, Saddam'ın asılma şekli, zamanı, Bush'un yeni Irak Planı ile birlikte nerede, ne zaman ve nasıl patlayacağı meçhul bir bombaya dönüşen Türkiye AB ve ABD'nin stratejik işbirliği tam bir muamma!...
Türkiye'nin 1952 yılında uzun uğraş ve mücadele sonunda lûtfen alındığı NATO üyeliğiyle sınır güvenliğinden ve dış tehditlerden emin olması hedeflenmişti belki ama, o tarihten itibaren bir virüs gibi içimize giren emperyalist zihniyetin bu gün ulusal bütünlüğümüzü tehdit eder duruma gelmesi, Başbakan'ın bazı itirafları ve akabinde Mit Müsteşarı Emre Taner'in açıklamalarıyla resmiyet kazanmıştır!...
Başbakanın itiraf ve ABD'ye karşı çıkışlarına muhalefet kanadından “Acizlik” tepkileri gelse de, ben; gecikmişte olsa yerinde, yürekli ve cesur bir çıkış olarak görüyorum!... Beni, olayın muhalefet tarafından, siyasi malzeme olarak kullanma yönü değil, insani yönü ilgilendiriyor. Ülkemin birlik ve beraberlik içerisinde geleceğe güvenle bakabilmesi ilgilendiriyor.

Yakın tarihe baktığımızda, Erbakan'la koalisyon hükümetinin başbakanı olan merhum Ecevit'in 1974 Kıbrıs Harekatıyla emperyalist zihniyete karşı açtığı bayrağın dışında dik duran bir iktidar neredeyse yok! Bu onurlu ve dik duruşun sonunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti statüsüyle yaşayan soydaşlarımız adına elde edilen hak ve özgürlüklerin şimdi ellerinden alınmasını adeta AB'ye girebilmemizin ön şartı olarak dayatmalarına ibretle bakıyor, esefle karşılıyor, nefretle kınıyorum!... Bunları yaparken, aynı zamanda da sabırla bekliyorum…
Neyi mi?
Tabi ki, iktidarın ABD'ye karşı çıkışının devamını!... Bush'un Irak'ta yuvalanan PKK ile mücadele konusunda Türkiye'ye verdiği sözü tutmamasına karşı sesini yükseltmeye başlayan Başbakan'ın, bu konularda sinsi davranan AB'ye karşı da böyle bir çıkış yapıp yapmayacağını, kendi deyimimle bunun yürekli mi yoksa börekli mi bir çıkış olacağı konusunda sabırla ve umutla bekliyorum!...
Çevremizde bu kadar ciddi olumsuzluklar yaşanıp, yaşatılmaya çalışılırken, muhalefetin; parlamenter eşlerinin başörtüsüyle, Başbakan'ın Bayram afişinde kullandığı sloganla ve bu saatten sonra olmayacak duaya amin dedirtmeye çalışır gibi “Erken Seçim” talepleriyle gündemi meşgul etmeye devam etmelerine doğrusu mantıklı bir anlam verebilmiş değilim…
Milli çıkarlar konusunda omuz omuza vermelerini, tek yürek olmalarını beklediğimiz iktidar ve muhalefet'in biraz daha duyarlı siyaset yapmasını bekliyoruz vatandaş olarak!.. Yunus Emre'nin “Cümleler doğrudur SEN doğru isen, Doğrular bulunmaz SEN eğri isen...” sözündeki gerçek, duygularımızı okşarken, karşı karşıya olduğumuz tehlikelerin gerçeği de bu gidişle geleceğimizi meçhule mahkum edeceğe benziyor!...

Akademisyenlerin değil sokaktaki vatandaşın görüşleridir bunlar!... sokaktaki vatandaşın dahi bildiği ve dikkat çektiği ulusal bütünlük tehlikesi karşısında dik duran ve samimi itiraflar yapan iktidara, muhalefet olarak oy avcılığı yapmak için değil, tehlikeleri bertaraf etmek ve yek vücut olmak için çağrıda bulunuyor; “İRKİLİN ve KENDİNİZE GELİN” diyorlar!.. duyabiliyor musunuz?....
harika biranalizyapılarak yazılmış bir yazı hatta makale diyebilirim...

kendimize gelmenin zamanı geldi geçiyor bile ama bizim siyastçiler uyuyor gibiler.. biraz uyanma var gibiama muhak-lefet kanadıda bunu acizlik olarak adlandırmış.. hangisi acizlik acaba???


Tşkler