Forum Hafızoğlu

Tam Versiyon: ((AyrıLık soNum oLdu...))
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Sayfa: 1 2
ruhumu yere vurup hasret çektiren olsanda
ne aşkına bedduam nede sana kinim var
deryeya akar gibi binbir dertle dolsam da
seni mahşere kadar sevmeye yeminim var...........
yazdıkların çok güzel teşekkürler
ama yaşadıkların cidden çok kötü allah herkese sabır versin
_RANGER_ demiş ki:yazdıkların çok güzel teşekkürler
ama yaşadıkların cidden çok kötü allah herkese sabır versin
eyvallah
http://www.youtube.com/watch?v=xBPbH5Ah_XU her aşık dinlesin tam olarak ama
aşk;
aramaksa,
duymaksa,
aklamaksa,
inanmaksa...
ikimiz de aşığız!
Bu yazıyı okumanız sadece 30 saniyenizi alacak, ve sonunda hayata ve

ilişkilere bakış açınız değişecek.

Ileri derecede hasta iki adam ayni hastane odasındaydılar.

Adamlardan birinin her öğleden sonra 1 saatliğine oturmasına izin

veriliyordu, cigerlerindeki suyun süzülmesi için. Bu hastanin yatagi

odadaki tek pencerenin tam yanindaydi. Diger hasta ise hep sırtüstü
yatmak

zorundaydı. Bu iki hasta saatlerce birbiriyle konuşur, eşlerini,

ailelerini, evlerini, işlerini, askerlik anılarını, tatilde

gittikleri yerleri anlatirlardi birbirlerine. Pencerenin yanindaki

hasta, her öğleden sonra oturmasina izin verdikleri saati diger hastaya

pencereden gorebildiklerini anlatarak geciriyordu. diger hasta hep bir

sonraki gunu iple cekmeye basladi, dışarıdaki renkli ve hareketli dünyayı
dinlemek için.

Pencere, icinde cok güzel bir göl olan parka bakıyordu.

Ördekler ve kuğular gölde yuzerken cocuklar model bot'larini suda

yuzduruyorlardi. Genc asiklar, gokkusaginin tum renklerindeki ciceklerin

arasinda kol kola dolasiyorlardi. Ulu agaclar etrafi susluyor, uzaktan

sehrin silueti gorunebiliyordu.

Pencere kenarindaki adam bunlari muhtesem bir detayla anlatirken, odanin

diger ucunda yatan adam gozlerini kapar ve bu muhtesem manzarayi

hayalinde canlandirirdi. Sicak bir ogleden sonra, pencerenin
yanindaki

adam gecmekte olan bir senlik alayini tarif etti. Diger adam bando

seslerini duyamasa bile hayalinde canlandirabiliyordu, pencere

kenarindaki adamin tasviriyle. Gunler ve haftalar gecti. Bir sabah banyo

yaptirmak icin su getiren gunduzcu hemsire pencere kenarinda yatan

hastanin cansiz bedeniniyle karsilasti: uykusunda, huzur icinde ölmüştü.

Hüzünlendi, hastane gorevlilerini cesedi disari tasimalari icin

çagirdi. Uygun zaman gectigine kanaat getirir getirmez, diger hasta

pencerenin kenarindaki yataga tasinmasinin mumkun olup
olamayacagini

sordu. Hemsire memnuniyetle istegini yerine getirdi, hastanin rahat

oldugundan emin olduktan sonra onu yalniz birakti. Yavasca, duydugu aciya

aldirmadan, bir dirseğine yaslanarak disaridaki dunyaya bakmak uzere

yatagindan dogruldu adam. Sonunda, disariyi kendi gozleriyle gorme

zevkini yasayabilecekti. Pencereden disari bakabilmek icin yavasca
donmeye

zorladi kendisini. Pencere, boş bir duvara bakiyordu. Adam

hemsireye, vefat eden oda arkadasinin pencerenin disinda gorunen

harika seylerden bahsetmesine sebep olan şeyin ne olabilecegini sordu.

Hemsirenin cevabı, ölen adamin kör oldugu ve pencerenin onundeki duvarı
görmediğiydi.

"Sanirim seni cesaretlendirmek istedi" dedi.



Epilog: Diger insanlari mutlu etmek cok buyuk mutluluk getirir, kendi

durumunuz ne olursa olsun. Paylasilan dertler yarisi kadar üzüntü

verir, paylaşılan multuluklar ise iki katı artar. Kendinizi zengin

hissetmek istiyorsanız, sahip olduğunuz ve paranın satın alamayacağı

her şeyi paylaşın.

Bu gün bize bir hediyedir. Bu yazının kaynağı bilinmiyor, fakat

okuyan herkese mutluluk getirecektir.
çok süper bişey yaa
saolasın

hayret verici bir sonuç doğrusu
gerçekten tek kelimeyle HARİKAAAAA işte ya mutluluk bu olsa gerekSmiley (29)
teşekür...
Sayfa: 1 2