İKİNCİ BÖLÜM
MUKADDES KİTAPLARINDA YAHUDİLER[1]
Dinini ve onun hususiyetlerini gözeten, idrak eden her müslümanın, yahudilerin inancını, tabiatlarını ahlakını ve en önemlisi dönekliklerini ve de insanlar hakkında ki düşüncelerini muhakkak bilmesi gerekir.
Bütün bu saydıklarımız itikad ettikleri, inandıkları, öğrettikleri, okullarda çocuklarına telkin ettikleri ve hayat pratiğinde uyguladıklarında mukaddes kitaplarında yer almaktadır. Bir Müslüman’ın yahudilerin kötülüklerine karşı tedbir alabilmesi için onun özelliklerin ve planladıkları tezgahları zorunlu olarak bilmesi gerekir.
TALMUD ÖĞRETİSİNDEN İLKELER
İnsanlar; yahudiler ve Cüveym(veya Umem)[2] olmak üzere iki sınıftır.
Yahudiler kendilerin Allah’ın seçtiği halkı oğulları ve sevgilileri[3] olarak görmektedirler.
İşte şeytani Talmud öğretisinden bazı ilkeler:
AKİDE SAHASINDA
1-Gündüz on iki saattir. Allah onun ilk üç saatinde oturur ve şeriati gözden geçirir. İkinci üç saatinde hükmeder. Üçüncü üç saatinde alemi doyurur. Son üç saatinde ise oturur ve balıkların kralı yunusla oynar.
2-Allah’u Teala yalan söylemekten, gazaptan ve saçmalamadan masum değildir.
3-Yahudilerin ruhlarının çıkış kaynağı Allah, yahudi dışındakilerin ruhlarının çıkış kaynağı ise necis ruhtur.
4-Yahudiler dışında bütün insanlar at menisinden yaratılmıştır. Allah Teala bütün yabancıları(Yahudi dışındakileri) dünyanın kendileri için yaratıldığı yahudilere hizmet etsinler diye yarattı.
5-Yahudiler Allah katında meleklerden daha kıymetlidirler.
6-Yahudiler yaratılmamış olsaydı, yeryüzünde ne bereket ne yağmur ve nede güneş olurdu.
İNSANOĞLUNA BAKIŞ AÇILARI
1-Yahudilerden başkası (köpekler) gibidirler.
2-Yahudi olup da bu dinden çıkanlar sadece köpek değil üstelik eşektirler.
3-Yahudilerden başkalarının evleri hayvanların ahırları gibidir.
4-Yabancılardan birini kurtarması yahudilere haram kılınmıştır.
5-Bir yabancıyı yani yahudiden başkasını öldüren yahudiye Firdevs cennetinde sonsuza kadar kalma mükafatı verilir.
MAL SAHASINDA
1- Yahudi ilahı, yahudinin bulduğu yabancının kaybolmuş malını tekrar yabancıya iade etmesini affetmez.
2- Yahudilerin kendi aralarında hırsızlık yapmaları caiz değildir. Fakat yahudi dinine mensup olmayanlardan bir şey çalması caizdir.
3- Faiz yahudiler arasında haramdır. Fakat onlar haricindekiler arasında alınıp verilmesi ise mübah kılınmıştır.
4- Yahudiye çocukları faizin tatlılığına vakıf olsun ve yahudi dışındakiler arasında uygulasın diye çocuklarına faizle borç vermek caiz kılınmıştır.
5- Yahudi dışındakilerin hayatı yahudilere aittir. O zaman malına nasıl sahip olmasın?
ANLAŞMA VE SÖZLEŞMELER SAHASINDA
1- Yahudi tarafında yahudi olmayana yapılan yeminin hiçbir kıymeti yoktur ve bu yemin yahudinin bir şey yapmasını gerektirmez. Çünkü yahudi ve hayvan arasında yeminin geçerliliği söz konusu değildir.
2- Yahudinin yalan yere şehadet etmesi caizdir.
3- Yahudinin yahudi olmayanı aldatması mübah, üstelik vaciptir.
4- Şayet hakim yahudi olup da karşısına yahudiyle yahudi olmayan birisi bir davayla gelirlerse, eğer yahudiyi haklı çıkartabilecek durumdaysa elinden geleni yapması gerekir.
AHLAKİ SAHADA
1- Gerek kadın olsun gerekse erkek olsun yahudi dışında birisiyle zina yapmak mübahtır.
2- Yahudi kadının kocası, karısının yatağında zina etse de şikayet etme hakkı yoktur.
3- Yahudinin hanımıyla dübüründen cinsel ilişkide bulunması caizdir. Çünkü bir yahudi erkeği için kadın, kasaptan satın aldığı et gibidir. İster onu haşlayıp yer isterse de kızartıp yer.
4- Şayet yahudi rüyasında annesiyle cima yaptığını görmüşse kendisine hikmet ve ilim verilecek demektir. Şayet rüyasında nişanlısıyla cima yaptığını görmüşse o zaman yahudi şeriatının yılmaz bekçisi olacak demektir. Şayet yahudi rüyasında kız kardeşiyle cima yaptığını görmüşse kendisine çok üstün akıl bahşedilecek demektir. Şayet rüyasında akrabasının hanımıyla zina ettiğini görmüşse kendisi ebedi bir hayata kavuşacak demektir.
BEŞERİYYETİN KANINI EMEN YAHUDİLER
Şimdi biz bu mücrimlerin adetlerinde birisi olan vahşice ve gaddarca uygulanan dini bir alışkanlıklarına değineceğiz.
İşte bu vahşice alışkanlıkları: Yedikleri bayram böreğinin hamuruna karıştırmak için kendisinden başkasının kanını akıtmak.
Bu, Yahudilerin tarihin her döneminde devamlı olarak sürdüre geldikleri korkunç, vahşice ve gaddarca uygulanan alışkanlıklarından sadece birisidir.
Yahudilerin meşhur iki önemli bayramları vardır. Bu her iki bayramda da yahudiler hamuruna insan kanının karıştırıldığı böreği yemedikçe sevinçleri asla tamam olmaz.
I. Bayramları: Purim bayramı (Her senenin mart ayında)
II: Bayramları: Pasouer (FISH) bayramı. (Her senenin nisan ayında)
Purim bayramının kurbanları özellikle erişkin genç delikanlılardan seçilir, şu veya bu şekilde kan alınarak bu kanın pıhtılaşması sağlanır. Sonra kurumuş küçük parça halinde olan bu kan pıhtısı parçacıkları bayram böreği hamuruna katılır. Geriye kalan kan pıhtısı ise gelecek bayramlarda kullanılmak üzere muhafaza edilir.
Passouer Bayramı’nın kurbanları ise özellikle on yaşını aşmamış olan çocuklardan seçilir ve bu kurbanların kanı ya pıhtılaştırılıp küçük parçalar halinde yada pıhtılaşmadan sıvı olarak direk börek hamuruna karıştırılır ve yemek zevkle yenir.
Bu bayramlarda kurban edilen kişilerin kanlarını akıtmanın değişik yönleri vardır. En önemlisi ve bilineni “İĞNELİ FIÇI” usulü.
Bu yöntemde kanı alınacak kurbanın içine sığabileceği ebat da fıçı ve her bir parçasından yavaş yavaş kan akıtabilmek için fıçının her tarafına döşenmiş kurbana batırılan sivri iğneler vardır. Fıçının alt tarafında ise akan kanı toplamak içinde bir kap bulunur. Yahudiler fıçının altındaki kaba yavaş yavaş kanın dolduğunu gördükçe sevinçten öte büyük bir mutluluk ve haz duyarlar.
Diğer kan akıtma ve alma yöntemleri ise ya bir koçun kesilmesi gibi kanın tamamen vücuttan atılmasını sağlayacak boğazdan yada vücudun belli yerlerindeki damarların kesilmesi şeklinde olmaktadır.
Sonra şu veya bu şekilde toplanan kurbanın kanı adeta kana susamış olan yahudilerin ilahı Yehava’yı bu kanla karıştırılmış mukaddes böreklerle razı ettirmeye uğraşan hahamlara teslim edilir.
Yahudiler bu iki bayramlarında hamuruma kendilerinden başkalarının kanı karıştırılmış börekleri yemedikçe, sevinçlerinin doruk noktasına asla ulaşamazlar.
İşte bütün bu söylediklerimiz yahudi kahinlerinin, Tevrat hahamlarının içlerini kemiren kine, karakterlerini uygun olan bozgunculuğa, hasetlerine, sinsice hareketlerine, gelmiş geçmiş dünya devletlerinde eşi görülmemiş bencilliklerine uygun olarak yorumladıkları ilkeler ve kurallar yumağının bir kısmını teşkil eder.
Kendi kişiliklerinde bulundurdukları aşağılık sıfatlarıyla yahudiler kendileri demese bile bu vasıflarıyla insanlığın düşmanı olduklarını bizzat ortaya koymaktadırlar. Çünkü onlar nebilerini öldüren, yılan gibi sokup sonra aniden çekilen yılan tabiatlı, iki yüzlü, inatçı ve sert kalpli bir topluluktur. Yahudiler, her nereye yerleştiyseler oranın içlerine nüfuz ederek bir takım tuzak, hile, kadın, rüşvet ve bundan başka tahrif olunmuş dinlerinin mübah kıldığı her türlü alçak ve sinsice yollarla gizlice iktisadi, siyasi, toplumsal ve kültürel baskıyı kurmak için olanca güçleriyle çalışmışlardır. Bu alçakça işlerini yapma noktasında kendisi dışındakilerin çıkarlarının ancak yahudi çıkarlarına uygun olarak hareket edildiğinde gerçekleşeceği ve kendisinin alçakça işlerine karşı tavır alarak onu ortadan kaldırmaya yönelik teşebbüslerin faturasının bu tür girişimde bulunana ödettirileceği imajını verdirecek duruma gelmiştir.
Yahudiler, çeşitli yerlerde dağınık olarak yaşamalarına ve sayılarının az olmasına rağmen yinede uluslararası düzeyde yardımlaşma ve dayanışmaları gerçeği inkar edilemez. İşte bu yardımlaşma ve dayanışma yerel ve genel olarak bütün dünyada olan etkinliklerinin kuvvetli olmalarının, ticaret ve bundan başka sahalardaki başarılarının yegane sırrıdır.
Yahudilerin hayatı kabile ve çöl hayatı esasına uygunluk arz eder. Dünyaya bağlı olmalarına rağmen insanlardan apayrı yaşamayı tercih etmişlerdir.[4] Bu dünyaya bakış açıları sadece düşmanlıktan ibarettir. Fakat bu dünya gerek siyasi gerekse ekonomik yönden onlardan daha güçlü olduğunda ona boyun eğmek zorunda kalırlar. Şayet yahudiler bu noktalarda güçlüyse bu sefer onu kendilerine boyun eğdirirler. İşte bu sebepten, onlara baskı yapmaktan veya mevcut baskıyı ortadan kaldırmak arzusundan dolayı kendilerini bu olaya hazır tutmak amacına yönelik olarak silahlanmışlar ve halende silahlanmaktadırlar.
Yahudiler karakter olarak korkak bir kavimdir ve özellikle ölümden çok korkarlar. Savaştıkları zaman düşmanları onları görmesin ve onların farkına varmasın diye bilhassa gece savaşlarını ve ayrıca korkaklıklarından olsa gerek; evlere, duvarlara ve kendilerini koruyabilecek çetin burçlara sığınmayı tercih ederler.
Yahudilerin tahrif olunmuş dinleri, onlara zaferden sonra yapılacak ilk iş olarak ele geçirilmiş olan bölgelerdeki erişkin olan adamların onlardan hiç birinin kalmamacasına boyunlarının kılıçtan geçirilmesini, bütün kadın ve çocukları köle olarak almayı ve orada bulunana menkul ve gayrı menkul bütün mallara el konulması gerektiğini öngörmektedir.
Yahudiler, hayatları boyunca fesadın, kötülüğün ve fuhşun odağını teşkil ettiler. Rezilliği yaydılar ve erdem(fazilet)’e karşı savaş açtılar.
Yeryüzünde mevcut bulunan genel evlerin sahipleri durumunda olan yahudiler her mekanda cinsi burhan ve çöküntüyü yaydılar. Onlar insanlığı değerleriyle yok edebilmek için rezilliği yaymada, faiz yada daha değişik yollardan halkı sömürerek temin ettikleri serveti bu pis amaçlarına yönelik olarak kullanmaktadırlar. Onlar kendilerinde şeref, haysiyet bulunan herkese düşmandırlar. Onlar kendilerinden başkalarını hakir görerek, onların servetlerine konmakta, ırzlarına geçerek şereflerini beş paralık etmekte, kısacası kendilerinden başkalarını şu veya bu yönden tamamen parçalamaktadırlar.
Yahudilerce tapılacak ilk ve son yegane varlık sadece altındır . Diğer insanlardan daha fazla onu yüceltmek ve onu toplamak biriktirmek için değişik metotlar uygulamaktadırlar.
Sonra bu elde ettikleri altınları kendileri dışındakileri ortadan kaldırmak , ahlakını ve değerlerini yok etmek ,bu dünyayı hegemonyaları altına almak için yaptıkları planların ve isteklerinin gerçekleşmesi yönünde kullanmaktadırlar.
Yahudiler bilhassa nüfusu kalabalık olan ve ticari limanlara sahip olan yerlerde toplanırlar. Ki böylelikle buralardan kaçmak veya birilerini kaçırmak ve birbirleriyle ilişkilerini kısıntısız ve daha kolay yapabilmek mümkün olsun.
Allah-u Teala Kur’anın bir çok yerinde yahudilerin durumlarını ve ahlaki tavırlarını vasfetmiştir.
1)Onları kibirle vasfetmiştir.
“Onların göğüslerinde kibirden başka bir şey yoktur.” (Gafir 56 )
2)Onları korkaklıkla vasfetmiştir.
“Onlar sizinle toplu olarak ,ancak surlarla çevrilmiş kasabalar içinde veya duvarlar arkasından savaşı kabul ederler.” (Haşir 14 )
3)Onların dünyaya tapındıklarını ve bu dünya hayatına en düşkün kavim olduklarını zikretmiştir.
“Andolsun ki ,onların hayata diğer insanlardan daha fazla düşkün olduklarını görürsün.” (Bakara 96)
4)Onları anlaşmalarına sadık kalmamalarıyla vasfetmiştir.
“Sözlerini bozdukları için onlara lanet ettik,kalplerini katılaştırdık.” (Maide:13)
5)Onları yalancılıkla ve haram malı yemekle vasıflandırmıştır.
“Onlar yalana kulak verirler ,haram yerler.(Maide:42)
6)Onları cimrilikle ,Allah’a karşı iftira atmakla vasıflandırmıştır.
“Yahudiler “Allah’ın eli sıkıdır” dediler. Dediklerinden ötürü elleri bağlansın,lanet olsun.” (Maide:44)
7)Onları insanlar arasındaki harbi kızıştırmak, fesat ve kini yaymakla vasıflandırmıştır.
“Savaş ateşini ne zaman körükleseler,Allah onu söndürür.Yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar.” (Maide:44)
İşte bu karakterlerinden ötürü yahudiler her nereye yerleştiyseler bütün devletler onları tehlikeli bir unsur olarak görmüşler.Karakterlerinin bozukluğu nedeniyle bir çok baskıya maruz kalmışlardır.
Ancak bu baskılar onlara bir çok faydalar sağladı. Öyleki bu baskılar süresi boyunca yahudi halkı liderlerine daha çok bağlandılar ve kendilerinden bu ezaları defedebilmek için birbirleriyle daha fazla yardımlaştılar ve birbirleriyle daha sıkı dayanışma içinde oldular.
Yahudilerin karşı karşıya kaldıkları bu durumlar karşısında takındıkları ortak tavırlar liderlerinin karlarlarına, katlarında ki tahrif olunmuş kitaplarda ki öğretilerin her asra uygun olarak onlara öngördüğü temel ilkelere uygunluk arz etmektedir.
İnşallah bu gelecek bölümde bu asır ve diğer gelecek asırlar için yakın tarihte derlenmiş olan siyonist hakimler protokollerini ele alacağız.
[1] Mukaddes kitap üç bülümde toplanmıştır. 1. Bölüm: Tevrat’tır. Musa’nın şeriatını kapsar. Bu Tevrat beş kitapdan müteşekkildir. 2. Bölüm: Bu beş kitabın dışında kalan diğer kitapları kapsar. 3. Bölüm: Birde; hikmetler, adaplar, deyimler ve tarihi haberleri içeren kitap. Bu üç bölümden oluşan mukaddes kitapları dinlerinin birinci temelini, Talmud ise ikinci temelini teşkil etmektedir.
[2] Yahudilerin kendilerinden başkalarına taktıkları ad. Yahudiler nazarında Cüveym ve Umemler necis, kafir ve hayvandır.
[3] Bu sapık ve asılsız düşüncelerine Kur’ân işaret etmektedir. Allah(c.c.) şöyle buyuruyor:” Yahudiler ve Hristiyanlar, ‘biz Allah’ın oğulları ve sevgilileriyiz’ dediler. ‘Öyleyse günahlarınızdan ötürü size niçin azap ediyor. Bilakis siz O’nun yarattığı insanlarsınız de’ Allah dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve ikisinin arasındakilerin hükümranlığı Allah’ındır. Dönüş O’nadır.” Maide: 18
[4] Yahudiler sadece kendilerinin yaşadıkları, kendilerinden başkasının oturmasına müsaade etmedikleri onlara has olan “El-gito” adındaki yerlerde ikamet ederler.